“İngilizler İngilizce konuşmak için gramer öğrenmediler. Çocukluklarından başlayarak duyduklarını kalıp halinde öğrendiler ve bu şekilde konuşuyorlar. Siz de bu şekilde İngilizce öğrenebilirsiniz”. Bu bir şehir efsanesidir. Çünkü siz de Türkçe’yi konuşma kalıplarına göre öğrendiniz, ama yabancılar Türkçe öğrenirken gramer ile birlikte öğrenirler.

​

Ana dil gramer olmadan öğrenilir, çünkü:

​

• Bu dilin içine doğarsınız.

• Söylenenler ile kastedilenleri bu dilin kültürel davranışlarına göre eylemlere, objelere ve olaylara bağdaştırırsınız.

• Sürekli bu dilin içindesiniz.

 

Yabancı dil öğrenirken (yetişkinlerde, fakat çocuklarda durum oldukça farklıdır):

​

• Yeni bir dil öğreniyorsunuz.

• Eylemleri, objeleri ve olayları yeniden tanımlamayı öğreniyorsunuz.

• Sürekli bu dilin içinde değilsiniz. Haftalık en fazla 4-5 saatinizi ayırabiliyorsunuz.

 

Bir çocuğun dil gelişimi 5-7 yılda tamamlanmaktadır. Peki üstte bahsettiğim şehir efsanesi ile İngilizce öğrenmek için:

​

• 5-7 yılınızı ayırabilecek misiniz?

• 7/24 bu dilin içinde misiniz?

• 5-7 yıllık bir eğitim için maddi külfete sahip misiniz?

 

İngilizce’de de aynı Türkçe’de olduğu gibi on binlerce farklı konuşma durumları bulunmakta. Eğer gramer öğrenmeden konuşma kalıplarını ezberleyerek öğrenmeye çalışırsanız bu yıllarınızı alır ama yine de sonuç vermez. Fakat gramer öğrenerek İngilizce öğrenirseniz 5-6 ay içinde çok rahat derdinizi anlatmaktan daha fazlasını yapabilecek duruma gelirsiniz.

​

Gramer size kısa sürede kendi özgün cümlelerinizi kurarak söylemek istediğiniz herhangi bir şeyi rahatça söyleyebilmeyi veya söylenenleri rahatça anlayabilmeyi öğretir.

 

Örneğin:

​

1. Everyday I listen to Tarkan’s songs – Her gün Tarkan’nın şarkılarını dinlerim.

2. Yesterday I listened to Tarkan’s songs – Dün Tartan’nın şarkılarını dinledim.

 

Birinci örnekte Listen kelimesini/fiilini yalın hali ile kullanarak bu eylemi her gün yaptığımı anlattım - Present Simple Tense kullandım.

 

İkinci Örnekte ise Listen kelimesinin/fiilinin sonuna -ED ekini getirerek dün yaptığımı,  yani bu eylemi geçmişte yaptığımı anlattım – Simple Past Tense kullandım.

​

Eğer Simple Present Tense ile Simple Past Tense arasındaki farkı bilmezseniz hangi eylemi her zaman, hangi eylemi ise geçmişte yaptığınızı anlatmanız mümkün olmaz. Sürekli yanlış anlaşılırsınız veya sürekli yanlış anlarsınız.

​

Gramer size kendinizi doğru ifade etmeniz konusunda veya söylenenleri doğru anlamanız konusunda bir anahtar görevini yerine getirmektedir.

 

Örneğin:

​

Bir şirkette asistan olduğunuzu varsayalım. Patronunuz birkaç gün önce sizden tedarikçiye e-posta göndermenizi istemiş. Bugün odasından çıkıyor ve bu e-postayı gönderip göndermediğinizi soruyor. Patronunuza iki şekilde cevap verebilirsiniz:

​

1. I will send it today – Bugün göndereceğim.

2. I am going to send it today – Bugün göndereceğim.

 

Eğer WILL ile cevap verirseniz patron kızar. Çünkü WILL Türkçe’deki gelecek zaman eki olan -ecek/-acak eki yerine kullanılsa da anlık aldığımız kararlar hakkında kullanılmaktadır. Dolayısıyla patronunuz kendisinin hatırlatması üzerine sizin bu e-postayı göndermeyi hatırladığınızı düşünür ve kızabilir.

 

Fakat, Be Going To ile cevap verirseniz sizi taltif eder. Çünkü Be Going To da Türkçe’deki -ecek/-acak gelecek zaman eki yerine kullanılsa da önceden planlanmış ve düşünülmüş eylemi anlatmak için kullanılır. Dolayısıyla, patronunuz sizin bu e-postayı çoktan hazırladığınızı, planladığınızı ve bugün göndereceğinizi anlar. Sizin sorumluluk sahibi bir asistan olduğunuza kanaat getirir ve taltif eder.